Rusya ve Kazakistan: Sınırsız İş Birliği

Sovyetler Birliği’nin yapısı nedeniyle ülkenin geneline dağıtılmış üretim tesisleri ve o günlerin ülkesinin tamamına yayılmış ticaret rotaları bugün bağımsızlığını Sovyetlerden kazanmış ülkelerin ekonomik ve siyasi anlamda yaşadıkları sorunların temelini oluşturmaktadır. İnşa edilmiş olan altyapılar ve üstyapıların konumları, demografik çarpıklıklar ve sınırlar konusundaki anlaşmazlıklar eski Sovyet cumhuriyetlerini hem birbirleriyle çalışmaya zorlamış hem de büyük oranda aralarındaki sıkıntıları yaratmışlardır. Her ne kadar sorunlar yaşansa da bölgenin birbirine mecbur yapısı nedeniyle artık bağımsız olmuş ülkelerin bir arada oldukları topluluklar bugün dahi yaşam şansı bulmuştur. Bu yapılar sayesinde daha da kurumsallaşan ilişkiler içerisinde Rusya  Belarus ilişkisini takiben Rusya–Kazakistan ilişkisi dikkatleri üzerine toplamaktadır.

Rusya Federasyonu ve Kazakistan, yakın geçmişte aynı devletin çatısı altında yaşamış; bugünse kendilerine has sorunları ve iş birlikleri olan iki ülkedir. Ülkelerin ticari, diplomatik ve askeri bağları her iki ülke yetkilileri tarafından da özel önem atfedilen konular arasındadır. 1992 yılı Dostluk İş Birliği ve Karşılıklı Yardım Antlaşması’ndan beri iki ülke aralarındaki ilişkiyi güçlendirmeye, aynı toprakların insanları olarak yaşadıkları benzer sorunlara müşterek çözümler üretebilme iradesini ortaya koyabilmeye çalışmaktadırlar. Küresel konjonktüre göre pozisyonlarını belirlemeyi sürdürseler de bir alternatif çıkmadığı müddetçe birbirine mecbur kalmaya devam edecek olan ülkeler, eşgüdümlü bir dış politika izlemeye gayret etmektedirler.

Bu uyumlu dış politika anlayışını daha da ileriye götürerek kurumsallaştırma arzusunda olan Rusya’nın Belarus’la inşa ettikleri “Birlik Devleti” modelinin gerçekleşmeye son derece yakın olduğu günlerde Rusya’nın tecrübeli dışişleri bakanı Sergey Lavrov “Rossiyskaya Gazeta”da “Rusya ve Kazakistan: Sınırsız iş birliği” başlıklı bir metin yayınladı. Zamanlaması son derece manidar olan metin Rusya ve Kazakistan ilişkilerine ışık tutarken konuyu Rusya’nın devlet nazarında nasıl görüp ele aldığını anlamak açısından da önemlidir. Çünkü günümüzde Rusya-Kazakistan ilişkilerine dair pek çok yeni yaklaşım ortaya atılmakta ve yeni gelişmeler yaşanmaktadır.

Bu bağlamdaki gelişmeler göz önünde bulundurularak Rusya Kazakistan ilişkisindeki en yetkili ağızlardan bir tanesi olan Sergey Lavrov’un kaleme aldığı “Rusya ve Kazakistan: Sınırsız iş birliği” adlı metin DSJOURNAL tarafından Rusçasından Türkçeleştirilmiştir.

Rusya ve Kazakistan: Sınırsız İş Birliği

Rusya ve Kazakistan’ın kardeş halkları, asırlık bir ilişki tarihi ile birbirine bağlıdır. 22 Ekim 1992’de Rusya Federasyonu ve Kazakistan Cumhuriyeti’nin tam yetkili temsilcilerinin (büyükelçiler) değişimine ilişkin Protokol’ün imzalanması, iki aktör arasındaki ilişkileri niteliksel olarak farklı bir düzeye getirdi. Bugün, Rus-Kazak bağları kelimenin tam anlamıyla stratejik ortaklık ve ittifak örneği olarak adlandırılabilir.

Diplomatik ilişkilerin kurulmasından bu yana geçen 29 yılda, modern bir devletlerarası iletişim modeli oluşturmak için büyük ölçekli adımlar atıldı. Günümüzde artık ilişkilerde sadece uluslararası hukukun genel kabul görmüş normlarına tamamen dayanmakla kalınmıyor, aynı zamanda hâkim jeopolitik gerçekleri de hesaba katılıyor.

Ülkelerimizin ortaklığı, özenle korunan dostluk, karşılıklı yardımlaşma ve karşılıklı anlayış geleneklerine dayanmaktadır. Bu ortaklığımızda Rusların ve Kazakistanlıların manevi yakınlığı özellikle önemli bir rol oynamaktadır.

20. yüzyılda bir devlet çerçevesinde oluşan güçlü ekonomik bağlar, ticaret, ekonomi ve yatırım iş birliğinin temelini oluşturmaktadır. Bunu, uluslararası pazarlardaki yoğun rekabet karşısında ülkelerimizin benzersiz bir karşılaştırmalı üstünlüğü olarak görüyoruz.

Eşgüdümlü bir ekonomik politika, üretimi çeşitlendirmeyi ve karşılıklı ticaretin yapısını iyileştirmeyi mümkün kılar. Rusya ile Kazakistan arasındaki ticaret hacmi “Covid-19 krizi” şokundan kurtuldu ve bu yılın ilk sekiz ayında %34 artış gösterdi. Bu veri, kesin rakamlarla, ticaret hacminin salgın öncesi üç yılın seviyesinden daha fazla olan 16.1 milyar dolar seviyesinde olduğunu bize göstermektedir.

Ortak çabalarla, devletlerarası ilişkilerin neredeyse tüm alanlarını kapsayan sağlam bir düzenleyici ve yasal bir çerçeve oluşturulmuştur. Bu noktada bazı anlaşmaları belirtmek isterim; Dostluk, İş Birliği ve Karşılıklı Yardım Antlaşması (25 Mayıs 1992), 21. Yüzyıla Yönelik Ebedi Dostluk ve İttifak Bildirgesi (6 Temmuz 1998), 21. Yüzyılda İyi Komşuluk ve İttifak Antlaşması (11 Kasım 2013).

Kurumsal diyalog mekanizmaları sistemi iyi bir şekilde onarılmıştır. 1997 yılından bu yana, Rusya Federasyonu ile Kazakistan Cumhuriyeti arasındaki Hükümetlerarası İş Birliği Komisyonu çalışmakta. İkili iş birliğinin sektörel alanlarının düzenlenmesi, ulaştırma, bilim ve yeni teknolojiler, yakıt ve enerji kompleksi, sanayi ve ayrıca bölgeler arası, sınır, yatırım, bankacılık, askeri-teknik ve kültürel-insani iş birliği alt komiteleri tarafından gerçekleştirilir.

Rusya ve Kazakistan, devlet başkanlarının katılımıyla bölgeler arası iş birliği forumları düzenlemenin düzenli uygulamasını ilk başlatanlar arasındaydı. Bu formun 17. toplantısı bu yıl Eylül ayında yapıldı. Bu forumlar, öncelikle bölgemizin (ki birçoğunda sınırlarımız birleşiktir) talep ettiği özel bir gündeme göre yıllık olarak toplanmaktadır. En alakalı iş birliği alanları değerlendirilmek üzere sunular, bunlar dijital ekonomiden yakıt-enerji komplekslerine, insan kaynağından turizme ve ekolojiye kadar olabilir.

Rus-Kazak “bağlantısı”, Avrasya entegrasyon sürecinin kilit bir unsuru olarak yeri doldurulamaz bir rol oynamakta. Bu bağlantının fikri ilham kaynağı Kazakistan’ın ilk Cumhurbaşkanı ve ulusal lideri olan N. A. Nazarbayev’tir. Avrasya projesi, küresel finansal ve ekonomik krizlerin olumsuz sonuçlarının ortak şekilde etkisiz hale getirilmesi ve birlikte kalkınma için güçlü bir araç olduğunu defalarca göstermiştir. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in girişimiyle oluşturulan ve Büyük Avrasya Ortaklığının omurgalarından biri olarak büyük ölçüde etkinliği bulunan Avrasya Ekonomik Birliği, kıta çapında karşılıklı yarar sağlayan iş birliği ve eşit güvenlik alanıyla alakalı çok kademeli bir entegrasyon çerçevesidir.

Rus-Kazak bağları bilimsel ve teknolojik ilerlemenin hızlanması arka planında, üretim tesislerinin modernizasyonu ve konsolidasyonuna, yüksek teknoloji ürünleri alışverişine, birincil olmayan mal ve katma değeri yüksek ürünlerin cirosundaki artışa odaklanmıştır. Askeri-sanayi kompleksi alanı da dahil olmak üzere, doğrudan endüstriyel iş birliği “rayları üzerinde” çok şey yapılmakta. Bu tür “yatay” bağlar, müttefik ilişkilerimizde değerli varlıklardır.

Özellikle müşterek projeler stratejik önemi haizdir. Bahsettiğimiz şey dünyaya yakın uzayın keşfi noktasında oluşturulan ve Kazakistan’ın dünya uzay güçleri kulübüne katılmasının önünü açacak olan Bayterek Ulusal Uzay Programı’dır. Plana göre 2023 yılında Baykonur Uzay Üssü’nden Rus orta sınıf fırlatma aracı olarak umut verici duran Soyuz 5 fırlatılacak. Bu yöndeki çalışmalar, ekonomi ve sosyal alan üzerinde kümülatif bir etkiyle birlikte cumhuriyette yeni bilimsel eser kümelerinin ortaya çıkmasına katkıda bulunacaktır.

Rusya ve Kazakistan, sınır sorunlarının çözümünde karşılıklı saygıya dayalı bir yaklaşım örneği oluşturdular (ortak sınırların uzunluğu 7,5 bin km’den fazla). Avrasya’nın bu merkezindeki benzersiz coğrafi konum, ortak transit potansiyelinden karşılıklı olarak yararlanmayı mümkün kılmaktadır. Avrupa ve Batı Çin’in yanı sıra kıtanın Kuzey ve Güneyini Basra Körfezi ülkelerine ve Hint Okyanusu’na erişim ile birbirine bağlamak için tasarlanmış son derece rekabetçi ulaşım koridorlarını enerjik bir şekilde geliştirmekteyiz.

Ülkelerimizin Hazar Denizi’nde iyi komşular olmak için yazgısı, doğa ve tarih tarafından önceden belirlenmiştir. Dünya okyanuslarıyla hiçbir bağlantısı olmayan Hazar Denizi’nin kaynaklarını ortaklaşa geliştirerek, ekosistemine özen göstererek bu eşsiz ve aynı zamanda kırılgan rezervuara karşı sorumlu bir tutum sergiliyoruz. Moskova ve Nur-Sultan, başta zengin hidrokarbon rezervleri olmak üzere doğal kaynaklarının çevre üzerindeki etkileri üzerinde koşulsuz kontrol ile kullanımına yönelik makul bir yaklaşım ihtiyacını paylaşmaktadırlar. Bununla birlikte hidrojen enerjisi de dahil olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarının geliştirilmesi konusunda birlikte çalışıyoruz.

2013 tarihli Antlaşma uyarınca, ülkelerimiz, müttefik taahhütlerine ve çok taraflı ortaklık olanaklarından yararlanmaya dayalı eşgüdümlü bir dış politika izlemektelerdir; Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü, Bağımsız Devletler Topluluğu, Şanghay İşbirliği Örgütü eşgüdümlü dış politikanın parçalarıdır. Moskova ve Nur-Sultan’ın koordinasyon içindeki eylemleri, gerekli güvenlik seviyesini ve yakın müttefiklerle de beraber Rusya ve Kazakistan sınırlarının dokunulmazlığını güvenilir bir şekilde sağlamayı mümkün kılıyor. Bu, özellikle Güney Asya, Orta Doğu ve Asya-Pasifik bölgesindeki değişken askeri-politik durum bağlamında önemlidir.

Dirsek temasında olmak operasyonel sorunları çözmemize yardımcı olmaktadır. Afganistan’dan kaynaklanan terörist ve uyuşturucu tehditlerini düzenli olarak birlikte değerlendiriyoruz. Afganlar arası kalıcı bir çözüm ve BDT’nin güney sınırlarındaki çok yönlü zorlukların ortadan kaldırılması adına, bu ülkenin fiili yetkilileriyle uyumlu bir şekilde diyalog kuruyoruz.

İkili bilimsel, eğitimsel, kültürel ve insani projeler dinamik bir şekilde gelişiyor ve sivil toplum noktasında canlı bir diyalog yürütülüyor. Bu, Kazakistan’da Cumhurbaşkanı Tokayev’in inisiyatifiyle gerçekleştirilen dönüşümlerle büyük ölçüde kolaylaştırılmıştır. Bunlar ülkenin sosyo-politik ve ekonomik yaşamını modernleştirmeyi, hukukun üstünlüğünü sağlamayı ve cumhuriyetin tüm vatandaşlarının haklarını korumayı amaçlıyorlar.

Yakın tarih boyunca, Rusya ve Kazakistan toplum yapısını sağlamlaştırmada ve etnik gruplar arası uyumu güçlendirmede önemli başarılar gösterdiler. Ne yazık ki, son zamanlarda Kazakistan’ın Rusça konuşan vatandaşlarına yönelik yabancı düşmanlığının bir dizi yankılanan tezahürüne tanık olduk. Bireysel vakalar, büyük ölçüde, küçük kasaba milliyetçiliğini geliştirmeyi ve Rusya ile iş birliğini itibarsızlaştırmayı amaçlayan, dış kaynaklı yöntemlerinin kullanılmasının ürünüdür. Nur-Sultan ile ikili ilişkilerin seviyesi, her endişe verici vaka için derhal ortak önlemler almayı mümkün kılıyor. Bunu yapabilmek için Dışişleri Bakanlığı, kolluk kuvvetleri ve adaletin yanı sıra cumhurbaşkanlığı idareleri aracılığıyla doğrudan iletişim kanalları kullanılmakta. Sivil toplum sektörünün, iki ülkenin uzman ve gazeteci topluluğunun iyi koordine edilmiş çalışmalarıysa sürüyor.

Kazakistan’daki Rusça konuşan topluluk ve Rusya’daki Kazak topluluğu, güçlü bağlayıcılar olarak hizmet etmekteler. Her iki taraf da Rus dilinin birleştirici misyonunun ne kadar önemli olduğunun farkındadır. Kazakistan Cumhuriyeti Anayasası’na göre, Rus dili resmi statüye sahiptir ve Kazak dili ile eşit olarak kullanılmaktadır. Bunu, hayatlarını ve çalışmalarını Rusya ve bir bütün olarak Bağımsız Devletler Topluluğu ile ilişkilendiren Kazakistan gençliği için büyük bir artı olarak görüyorum. Kazakistan’ın Rusça bilen öğretmen ve uzmanlar yetiştiren okullarına, mesleki ve yükseköğretim kurumlarına çok yönlü destek vermeye devam edeceğiz. Halklarımızın kat ettiği tarihi yola baktığımızda, stratejik ortaklık ve ittifakın, entegrasyon süreçlerinin en uygun şekilde geliştirilmesinin Rusya ve Kazakistan’ın uzun vadeli çıkarlarını karşıladığını güvenle söyleyebiliriz. İlişkilerimizi geliştirmek için sağlam bir temel olarak hizmet eden iyi komşuluk ve ortak refahtır.

Sergey Viktoroviç Lavrov

09.11.2021


Çeviren: Soner Ertürk